––––•(-•Dünya-Board•-)•––––
Paylaşımlarımızı Görebilmek İçin Lütfen Üye Olunuz...
––––•(-•Dünya-Board•-)•––––
Paylaşımlarımızı Görebilmek İçin Lütfen Üye Olunuz...
––––•(-•Dünya-Board•-)•––––
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


––––•(-•Dünya-Board•-)•–––– Hoş geldin, .
Son Ziyaretiniz: Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız: 0

 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Süleyman Hilmi Tunahan efendiden Nasihatler-8

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Site Kurucusu
Admin


İleti Sayısı : 220
Teşekkür : 135
Rep Puanı : 1
Erkek Yaş : 30
Nerden : Adana

Süleyman Hilmi Tunahan efendiden Nasihatler-8 Empty
MesajKonu: Süleyman Hilmi Tunahan efendiden Nasihatler-8   Süleyman Hilmi Tunahan efendiden Nasihatler-8 I_icon_minitimeC.tesi Ocak 24, 2009 4:24 pm

Okumada Gaye ve Zâhirî İlimler

„Okuyup ne olacaksın? diyenlere, şöyle cevap vermeli:
- Öğrendiğimle amel edeceğim. İlmimi ikmâl edip de vazife verildiği vakit, batağa düşmüş olan ümmeti bataktan kurtarmayı vazife bileceğim. Ve rızâ-i ilâhiyi kazanmaya çalışacağım.
Zâhirî ilim, melekler arasında bulunup cennet ve cehennemi bilfiil gören şeytanı dahi kurtaramadı, zîrâ ilmi gırtlaktan yukarı kafada kalmış, kalbine inmemişti. Kıyâs-ı fâside ile "Ben ateşten, Âdem ise topraktan halkolundu. Ateş şereflidir. Âlâ ednâya secde etmez." dediğinden, rahmet-i ilâhiden ebediyyen mahrum oldu.“

· „Macaristan vaktiyle müslümandı. Fakat bir gün geldi orada yalnız zâhiri ulemâ kaldı. Zâhiri ulemâ maneviyattan mahrûm olduğu için dengeyi tartamadı. Ve işte gördüğünüz gibi hıristiyan olup gittiler. Bu din maneviyatsız muhâfaza edilemez.“
· „Sırf bâtınla meşgul olanlar mülhiddir. Sırf zâhirle meşgul olanlar gâfildir. Kemâlat her ikisinin birleşmesindedir.“
· „Evlatlarım! Bu ilimleri okumak isteyen daima: "Ben Allah rızası için okuyacağım. Okuduklarımı da Ümmet-i Muhammed'in evladına öğreteceğim. Bu suretle batağa düşmüş insanları kurtarmağa calışacağım" diye düşünmeli ve gayesi hep böyle olmalıdır. Maaş almak hatta müftü olmak veyahut vaiz olmak niyeti ile ilim öğrenmek haramdır. Eğer içinizde böyle düşünen ve bu maksatla burada bulunan varsa çıkıp gitsin. Zira enbiya mirası olan bu ilim dünya gayeleri için okunmaz."

On Dört“ Kemâl Adettir

„«Tâ hâ» (Sure-i Tâhâ, 1)
Ebced hesabına göre buradaki "Tı" harfi 9'dur. "He" harfi de 5 olmakla tamamı 14'tür. On dört kemâl adettir. Bu âyet de ayın on dördüne delâlet eder. Çünkü ayın on dördünde bütün ziyâ kâmildir.
Diğer hurûf-i mukattaât gibi bir şifre olan "Tâ hâ"nın Resûlullah Efendimiz'e nisbeti, mükevvenâtın ziyâının kemâli kendisinde toplandığından ve mazhar-ı envâr-ı İlâhî olduğundandır. On dört kemâli ifade ettiğinden nûr-i Muhammedî kâmil mânâda bu asırda tecellî etse gerek."

Rızka Değil, Razzâk'a Bağlanın“

„Dünya sevdâsından ukbâyı unutanlara:
- Ey gâfiller! Âhiret husûsuna gelince; Allah gafûrdur, rahîmdir, diyorsunuz. Pekâlâ! Mâdemki çalışmadan o büyük geçitten geçmek için 'Gafûru'r-Rahîm' diyorsunuz, öyle ise, Cenâb-ı Hakk Razzâk-ı âlemdir; haydi çalışmasanız ya! Neden böyle durmadan-usanmadan çalışıp didiniyorsunuz be ahmaklar! dersiniz."
„Sizler rızka değil, Razzâk'a bağlanın. Unutmayın ki sebebe bağlananlar, sebeb-i hakîki olan Hazret-i Mevlâ'nın lutuf ve ihsânından her zaman mahrum kalırlar."


Ru'yetin Hakikati Nedir?

„Şu ciheti kaydetmek lâzımdır ki; ru'yetin hakikati, bu dârda [bu dünyada] rûhunu sülûk ve urûc tarikıyla "mertebe-i hakîkati's-salât"a çıkaran ehass-ı havâsa mâlum ve münkeşif olur.
Hadiste vârid olan, "Namaz mü'minin mi'râcıdır" [kavl-i şerifin]ın hakikati, bu zevât için sâbit ve sâdıktır. Makamu hakîkati's-salât, merâtib-i sülûkün nihayetidir, ilerisi mertebe-i vücûbdur.
Eğer bir ferd bu âlemde hakîkat-i ru'yeti [Allâh'ı görmenin hakikatini] anlamak isterse, rûhunu bu makama çıkarmalıdır. Ve illâ [aksi takdirde] Kitap ve sünnet ile sâbit olan ru'yete îmân eyleyerek keyfiyeti araştırmamalıdır. Çünkü bu hakikati kemâ yenbağî [münâsip olan tarzda] anlamak, ancak bu sûretle mümkündür... Eslem tarîk [en sağlam yol] budur."


Rü'yâ Bahsi

„Bizim sâdâtımız (seyyidlerimiz-büyüklerimiz) rü'yaya diğer turuk sâdâtı (diğer tarîkat büyükleri) gibi ehemmiyet vermezler. Çünkü mânâlar kuvvette olan umûru iş'âr ederler (Kuvvede olan hususları bildirip haber verirler). Mânâlardan ancak tâlibin ne gibi şeylere müstaid (istidatlı) ve kâbil (kabiliyyetli) olduğu anlaşılır. O, eşyanın bilfiil tahakkukuna aslâ delâlet eylemez.
Rü'yalar, tebeddülât-ı ahvâle ve evsâfa kâbiliyet husûlünü, tâlibin merâyâ-yı âfâk ve emsâlde müşâhede etmesinden ibârettir (yani rü'yalar; tâlibin, ahvâl ve evsâf değişikliklerine kâbiliyetinin husûlünü, misaller ve âfâk aynalarında görmesinden başka bir şey değildir). Avâlim-i âfâkiyyeden, misâl âleminden vârid ve mütezâhir ve meşhûddur (âfâk âlemlerinden, misâl âlemlerinden gelen, tezâhür edip görülendir).
Bir kimse rü'yâda padişah olduğunu, tahta cülûs ettiğini (tahta oturduğunu), hükmünün memlekette nâfiz ve mer'î (müessir ve mer'iyette) bulunduğunu görür. Bîdâr olduğu vakit (uyandığı zaman) kendini yatağında bulur. Ne padişah olmuştur ne tahttadır. Ne de hükmü nâfiz ve mer'îdir. Hariçte bu zuhûr ve taayyünden hiçbir şey yoktur. Bu hâl nasılsa, rü'ya da aynı keyfiyeti hâizdir. Şu kadar ki; Böyle bir rü'ya gören zâtta padişah olmağa bilkuvve kabiliyet vardır. Bu kabiliyeti fiilen tahakkuk ettirmedikçe, rü'yanın ona bir faydası olmaz. Fiil ile kuvvet arasında ne kadar mühim fark vardır! Onun için:
âdâtımız rü'yaya ehemmiyet-i mahsûsa atfetmezler (husûsi bir ehemmiyet vermezler). Hâl-i bidâride ve yakazada olan umûru ehem tutarlar (Uyânık halde iken olan işlere ehemmiyet verirler). Turuk-i sâire sâdâtının (diğer tarîkat büyüklerinin) rü'yaya ehemmiyet vermesi başka bir mevzu' teşkil eder. O bizi alâkadar etmez..."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://dunya-board.eniyiforum.net
 
Süleyman Hilmi Tunahan efendiden Nasihatler-8
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
––––•(-•Dünya-Board•-)•––––  :: ––––•(-•Dini Bölüm•-)•–––– :: Dini Bilgiler-
Buraya geçin: